Kaynaklarımız Hızla Tükeniyor!

Küresel ısınma ve çevre kirliliği insanlığın geleceğini tehdit ediyıor.

Sorumluluk

Sanayi devrimi sonrasında insan tarafından çevreye verilen tahribatın ulaştığı boyut, çevre
sorunlarının daha önce görülmemiş biçimde arttığı bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeryüzünde
yaşamın kaynağı olan toprak, su ve hava; sanayileşme, şehirleşme, tarım ilaçlarının aşırı kullanımı gibi insan
kaynaklı faktörlerle aşırı miktarda kirlenmiş, nüfus artmış ve bu artış doğal kaynaklar ve çevre üzerinde
yok olma ve bozulma baskısı yaratmıştır. Bütün bu insan faaliyetleri sonucunda doğanın kendini yenileme
kapasitesi yok olurken, bu durum gelecek kuşakların yaşama şanslarını tehdit edecek boyutlara varmıştır Günümüzde insan eylemleriyle doğal çevrenin hızla yok olmaya başladığı olumsuz bir süreç yaşanmaktadır.
Doğal kaynakların aşırı tüketimi, tahribi ve kirletilmesi yanında nüfusun artışı ve başka pek çok faktör
çevreyle ilişkili sorunları beraberinde getirmektedir. Ayrıca insan için doğal kaynaklara erişmede yaşanan
adaletsizlikler çevresel sorunların karmaşık yapısını daha da çözülemez bir hale getirmektedir. Bugün artık
dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bir çevre sorununun sadece o yeri ve o yerin insanlarını değil uluslararası topluluğun tümünü etkilediği, tüm dünyanın aynı çevrebilimsel koşullara bağlı olduğu fikri kabul
görmektedir.Çevre merkezli etik (ekosentrik) yaklaşım, insanla birlikte canlı ve cansız varlıklarla tüm çevreye ahlaki bir
statü kazandırmasından dolayı çevresel tahribatın önlenmesi ve çevrenin korunması konusunda büyük bir
önem taşır.. Çevrenin korunması ve bu korumanın sürdürülmesi için, çevre değerlerinin
de korunması ve bencil bireylerin kişisel yararları ile toplumun çıkarları arasında bir denge kurulması büyük
bir önem taşımaktadır

Sürdürülebilirlik

Yerleşme ve tüketme alışkanlıklarımızın yarattığı sorunlar tüm dünyanın ortak problemlerinden biridir. Küresel ısınma, çevre kirliliği, yok olan yaşam alanları, kimliksizleşen yerleşmeler ve sağlıksız toplumlar günümüz sorunlarının başını çekmektedir. Bu sorunların en önemli sebepleri insan aktiviteleri ve kentleşmedir. Günümüzde dünya nüfusunun yarıdan fazlası kentlerde yaşamaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu rakamın artmakta olduğu ve artacağı da malumdur. Sadece kentte yaşamla değil, tüketim alışkanlıklarıyla da insanın çevreye olan etkisi sürekli olarak artıyor.
Batıdaki Endüstri Devrimi ile 19. yüzyıl sonrasında fosil yakıt kullanımındaki fazla artış, 20. yüzyıl sonlarında ise küresel boyutlardaki çevre sorunlarına yol açtı. 1973 ve 1979’daki enerji krizleri ise yenilenemeyen enerji kaynaklarına bağımlılığın boyutlarını gözler önüne serdi. 21. yüzyılda ise insan kaynaklı salınan sera gazı etkisinin yarattığı tehdit artık biliniyor. Ve bu konudaki farkındalık gittikçe artmaktadır.En akılcı ve kalıcı çözüm de durdurulamayan kentleşmeyi doğaya daha uyumlu hale getirmektir.

Geri Dönüşüm

İnsanların sosyal ve ekonomik faaliyetleri sonucu, kullanım süresi dolmuş ve artık doğa için zararlı hale gelen her türlü maddeye atık denir. Karton, cam, metal, plastik gibi maddeler atık olarak sınıflandırılabilir. Atıkların yeniden değerlendirilmesi ancak geri dönüşüm ile sağlanır. Geri dönüşüm, yeniden değerlendirilme imkanı olan bu atıkların fiziksel veya kimyasal işlemlere tabi tutularak ikinci bir hammaddeye dönüştürülmesine denir. Geri dönüşümde amaç kaynakların aşırı ölçüde kullanımını önlemek, atıkların kaynaklarında ayrıştırılmasını sağlamak, atık miktarının azalmasını sağlamaktır.

Bize Ulaşın

Find us at the office

Hocacihan Mah. Cihan Cd. N0:121/A Selçuklu/Konya

Bize ulaşın